TRABZON – Trabzon’da Emek ve Demokrasi Güçleri, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nda hayatını kaybeden Gökmen Dalmaç’ı mezarı başında andı. Katliamın 8’inci yılında Dalmaç’ın mezarının bulunduğu Bostancı Mezarlığı’na gelen arkadaşları ‘barış’ demek için gittikleri Ankara’da yaşadıkları felaketin acısını bir kez daha hatırladılar. Dalmaç ve 102 yoldaşları için saygı duruşunda bulunan katliamın tanıkları ‘barış, demokrasi ve emek’ mücadelesinden asla vazgeçmeyeceklerini söylediler.
MUMCU: HERKES YARGILANMADAN BU DAVA BİTMEYECEK
Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Bülent Mumcu katliam günü yaşadıklarını anlatarak, 10 Ekim 2015 sabahı Ankara Garı önünden binlerce barış güverciniyle emek, demokrasi ve kardeşlik için bir araya geldiklerini dile getirdi. Kitle yürümeye başladıktan yaklaşık 5 dakika sonra iki büyük patlama sesi duyulduğunu ve havada bir şeylerin uçuştuğunu aktaran Mumcu, “Çığlıklardan, feryatlardan bomba patladığını öğrendik. Biz beklerdik ki ülkenin başkentinde bütün güvenlik ve sağlık önlemleri alınmış olsun. Fakat patlama alanına ambulanslardan önce TOMA’lar girdi. TOMA’lar orada yakınlarını, arkadaşlarını, eşini, çocuğunu o katliam içerisinde arayıp bulmaya çalışan insanların üzerine gaz bombası atıyordu, tazyikli su sıkıyordu. Ve maalesef günün sonunda Gökmen (Dalmaç) ve 103 arkadaşımızı orada kaybettik” dedi.
10 Ekim’e giden süreçteki siyasi atmosferden de bahseden Mumcu, şu ifadeleri kullandı: “O günkü siyasiler IŞİD için ‘öfkeli çocuklar’ diyordu. ‘Öfkeli çocuklar’ sınırları kevgire dönmüş ülkede sınırlardan girip hücre hücre bomba eğitimi yaparak ta ülkenin başkentine gelerek oradaki kitleye katliam yapmıştır. Bu insanlık dışı teröristlerin Ankara’ya gelene kadar geçtikleri yerlerde hiçbir şekilde güvenlik önlemlerine takılmaması imkansızdır. Bunlar mahkeme raporlarına yansımıştır fakat o günden bugüne hiçbir kamu görevlisi yargılanmamıştır. Burada ihmali bütün herkes yargılanmadan bu dava bitmeyecektir. Bizler yoldaşlarımızı, mücadele arkadaşlarımızı ömrümüz boyunca kalbimizde yaşatıp bize bıraktıkları mirası taşıyacağız.”
İKİNCİ: BUGÜNKÜ REJİMİN KÖŞE TAŞLARI DÖŞENDİ
Katliamın bir diğer tanığı Veli-Der Başkanı Muhammet İkinci de 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti’nin iktidarını kaybetmesiyle katliamların başladığını ifade etti. “Bu memleketi çıkarsızca seven yurtseverler olarak, ‘Bu memleket sahipsiz değil, biz barış, demokrasi ve kardeşlik içerisinde yaşamak istiyoruz’ demek için Ankara’ya gittik” diyen İkinci, “Hayatın tüm güzelliklerine düşman olanlar, barış çığlığını kana buladı. O dönemin başbakanı şehirlerde patlayan her bombadan sonra ‘oylarımız artıyor’ diyecek kadar gözünü karartmıştır. Bir korku iklimi yaratılarak rejimin bugün geldiği nokta açısından köşe taşları o zamandan döşendi” sözlerini kullandı.
Aradan geçen zamana rağmen memleketin üzerine çekilen karanlık örtüyü yıkamadıklarını ve bunun için mahçup olduklarını dile getiren İkinci, “Ama asla vazgeçmedik. Gökmen arkadaşımız bugün yanımızda olsaydı her zamankinden daha çok dayanışmayı yükseltmemiz, memlekete sahip çıkmamız, barış fikrini büyütmemiz, demokrasiyi güçlendirmemiz, emeğimizi yüceltmemiz için sözümüzü eyleme geçirmemizi söylerdi. Kan deryasına dönüştürülen bu Ortadoğu’da biz emekçi halkların kendi kaderini kendisinin tayin ettiği, tüm emperyalist odakların defolup gittiği bir mücadeleyi büyütmek ve yüceltmekle yükümlüyüz” diye konuştu.
KÜÇÜK: BU KARANLIĞI AYDINLATMAK BİZİM SORUMLULUĞUMUZ
TMMOB Üyesi Mimar Cemalettin Küçük de 10 Ekim’e giden dönemde yaşanan çatışma ortamında ‘barış’ sesini yükseltmek için miting düzenleme kararı aldıklarını belitti. “Orada bombayı patlatanlar ve halkın üzerine TOMA’ları salanlar aynı makinenin birer parçası ve o mekanizmaların hareket etmesini sağlayan sistemi elinde bulunduranın siyasal iktidar olduğunu net olarak biliyoruz” diyen Küçük, katillerin net olarak ortada olduğunu söyledi.
Karamsarlığa düşmeyeceklerini ve mücadeleye devam edeceklerini belirten Küçük, “Arkadaşlarımızın yaşamlarına mal olan ve belki de bizim de yaşamımıza mal olacak ama vazgeçmeyeceğiz. Bu karanlığı aydınlatmak bizim sorumluluğumuzdadır” sözlerine yer verdi.